top of page

Yerli ilaç üretimine yönelik teşvikler artırılmalı

ree

 

ree
ree

“Yerli ilaç üretimine yönelik teşvikler artırılmalı”

Zehra ŞAHİNDOKUYUCU


Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, ilaçta dışa bağımlılığının sona ermesi gerektiğini belirterek, Başkent’e değerlendirmelerde bulundu. Saydan, “Türkiye, 2024 yılında 103 farklı ülkeden toplam 6 milyar 220 milyon ABD doları tutarında ilaç ithalatı gerçekleştirmiştir. Bu tutar; her gün ortalama 17 milyon dolarlık ilaç ithalatı yapıldığı anlamına gelmektedir. Sağlık sisteminin temel taşı olan ilacın büyük ölçüde dışa bağımlı olması, ülkemizin sağlık güvenliği ve ekonomik sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durumdan kurtulmak için yerli ilaç üretimine ve kullanımına yönelik teşviklerin bir an önce artırılması, öncelikle de ilaç fiyatlandırılmasındaki düşük ve sabit avro kuru uygulamasından vazgeçilerek gerçekçi bir ilaç fiyatlandırması sistemine geçilmesi gerekiyor.” diye konuştu.


Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, ilaçta dışa bağımlılığa dikkat çekerek yerli ilaç üretimine önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Saydan, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) tarafından hazırlanan rapor verilerine değinerek şunları söyledi:

“Türkiye, 2024 yılında 103 farklı ülkeden toplam 6 milyar 220 milyon ABD doları tutarında ilaç ithalatı gerçekleştirmiştir. Bu tutar, her gün ortalama 17 milyon dolarlık ilaç ithalatı yapıldığı anlamına gelmektedir. Sağlık sisteminin temel taşı olan ilacın büyük ölçüde dışa bağımlı olması, ülkemizin sağlık güvenliği ve ekonomik sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) tarafından hazırlanan rapora göre, 2024’te Türkiye’nin en çok ilaç ithalatı yaptığı ülkeler sırasıyla Almanya (1,04 milyar dolar), ABD (984 milyon dolar) ve Çin (540 milyon dolar) oldu. En yüksek oransal artış ise yüzde 47 ile Kanada’dan yapılan ithalatta gerçekleşti. İlk 20 ülkenin toplam ithalat içindeki payı yüzde 97 olup, ithalatın büyük bölümü Avrupa (yüzde 61,2) ve Asya (yüzde 20,8) ülkelerinden yapılmaktadır.

Özetle, ilaç tedarikinde dış kaynaklar söz konusu olduğunda bağımlı olduğumuz coğrafya hem sınırlı hem de genellikle gelişmiş ekonomilere dayalıdır. Biyoteknolojik ilaçlar ve aşılar özelinde de benzer bir dışa bağımlılık yaşanmaktadır. Türkiye’de 2024 itibarıyla biyoteknolojik ilaç pazarı toplam 60,9 milyar TL (değer bazında yüzde 18,8 pay) büyüklüğe ulaşmış olsa da, bu pazar 410 farklı formdan oluşmakta, yalnızca 40 form ülkemizde üretilmekte, geriye kalan neredeyse tamamı ithal edilmektedir. Diğer bir ifadeyle, ilaç endüstrimizde öncü nitelikteki biyoteknolojik ürünlerin büyük bölümü dışarıdan tedarik edilmektedir.


Aşılar açısından durum daha da kritiktir:

Ülkemizde kullanılması gereken temel aşıların tamamı halen ithalat yoluyla karşılanmakta, yıllık yaklaşık 500 milyon TL’lik aşı bütçesi yüzde 100 yabancı kaynaklara gitmektedir. Bu tablo, pandemi veya salgın gibi acil sağlık ihtiyaçlarında yerli aşı ve biyoteknolojik üretimin ne kadar stratejik olduğunu ortaya koymaktadır. Uzmanlar da gerekli aşı ve biyoteknolojik ilaçların yerli üretiminin geliştirilmesiyle hem hastaların erişiminin kolaylaşacağı hem kamu maliyesindeki ithalat yükünün hafifleyeceği vurgulamaktadır.”


“TÜRKİYE’DE İLAÇ İTHALATI ARTTI”

Saydan, bazı ülkelerde ilaç ithalatı düşmüş olsa da genel rakamlarda artış yaşandığının görüldüğünü belirterek, “Türkiye’nin, 2024 yılında bu rakam 6 milyar 220 milyon dolara çıkmıştır. Bu tutar, bir önceki yıla göre yüzde 8,5 artış anlamına gelmektedir. Aynı dönemde ilaç ihracatındaki artış ise yalnızca yüzde 3’te kalmıştır. Böylece, Türkiye’nin ilaç ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 37’ye kadar gerilemiştir. Yerli üretimin değer bazında payı ise sınırlı kalmıştır. Düşük fiyatlı jenerik (eşdeğer) ilaçların neredeyse tamamı yerli üretim iken, yüksek katma değerli markalı (referans) ilaçlarda durum tam tersidir. Bu veriler, ülkemizde maliyeti yüksek ilaçlarda dışa bağımlılığın sürdüğünü, yerli üretimin ise daha çok düşük fiyatlı ürünlerle sınırlı kaldığını göstermektedir. Yeterli düzeyde yerli üretim olmadığı sürece, ilaç ithalatına ödenen döviz artacak ve bu durum cari açığı olumsuz etkilemeye devam edecektir” diye konuştu.


Saydan, yerli ilaç üretiminin önemine değinerek, şu açıklamalarda bulundu: “Rapordaki veriler Türkiye’nin ilaç sektöründe dışa bağımlılığının önemli bir boyutta olduğunu gösteriyor. Bundan kurtulmak ve ilaçların bulunurluğunu sağlamak için yerli ilaç üretimine ve kullanımına yönelik teşviklerin bir an önce artırılması, öncelikle de ilaç fiyatlandırılmasındaki düşük ve sabit avro kuru uygulamasından vazgeçilerek gerçekçi bir ilaç fiyatlandırması sistemine geçilmesi gerekiyor. Türkiye'nin ilaç ithalatındaki dışa bağımlılığının çözümü yerli ilaç üretimidir. Devletin yerli ilaç üretimini desteklemesi halinde hem dışa bağımlılık azalacak hem de ilaç fiyatlarında avantaj sağlanacak.”


Reçetelerde etken madde yazılımına geçilmesi gerektiğine dikkat çeken Saydan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Reçetelerde etken madde yazımına geçilerek, hekimler ve eczacılar yerli ilaçları daha etkin şekilde teşvik etmelidir. Aynı zamanda, yerli ilaçlar için vatandaşlardan daha az katkı payı alınarak, bu projeye halkın da destek vermesi sağlanmalıdır. Hastalar, eşdeğer ilaçların orijinal ilaçlarla aynı olduğu ve yerli ilaçların seçilmesinin ülke ekonomisi için önemli olduğu konusunda bilinçlendirilmelidir. Bu şekilde, bilinçli bir ulusal ilaç politikası oluşturabiliriz.


AB ülkelerine baktığımızda, her ülkede jenerik ilaçların ve yerli üretimin teşvik edildiğini görüyoruz. AB ülkelerinde, reçete ile eczaneye gelen hastalara, özel bir talep bulunmadıkça, eczacılar en uygun eşdeğer ilacı sunmaktadır. Tedavi ve ilaç masraflarının bütçeye getirdiği yük, ancak yerli ilaç üretimini ve yerli Ar-Ge çalışmalarını destekleyerek azaltılabilir. Yerli ilaca geçmek, ilaç sıkıntısının da sona ermesi anlamına gelir. Bu bağlamda, eşdeğer ilaçların yaygınlaştırılması için reçetelerde etkin madde yazılımına geçilmelidir. İlaç fiyatlandırmasında da yerli üreticilerin dünyayla rekabet edebileceği bir fiyatlandırma sistemine geçilmesi büyük önem arz etmektedir."

 

 

 

bottom of page