10.09.2024
TEİS2024-134
SAYIN
PROF. DR. TEMEL YILMAZ,
TÜRK DİYABET VAKFI BAŞKAN YARDIMCISI
6 Eylül 2024 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlanan röportajınızda ülkemizde resmi olarak henüz kullanıma sunulmamış ve yan etkisi zayıflama olan diyabet ilacı ile ilgili açıklamalarınızda yer alan, mesleğimiz için ön yargılı ve suçlayıcı hatta tüm eczanelerimizi zan altında bırakan ifadelerinizi büyük bir teessür ile okuduk. Bir bilim adamına yakışmayacak bir şekilde somut bir veriye dayanmayan ve tüm meslektaşlarımızı itham eden açıklamalarınız gerçeği yansıtmadığı gibi son zamanlarda hedef haline getirilen sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların üzücü bir örneği olarak addetmekteyiz.
Sayın Yılmaz,
Eczanelerimiz, el altından ya da kaçak ilaç satışı gibi yasa dışı faaliyetlerde bulunmaz, bulunamaz. Zira bu tür eylemler, Türk Ceza Kanunu'na göre ağır cezaları olan suçlar olup, meslekten men ve hapis cezası dahil olmak üzere ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalınır. TCK’nın Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma başlıklı 187. Maddesi (1) “Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir. (2) Bu suçun tabip veya eczacı tarafından ya da resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.” Amir hükmünü içermekte olup normal vatandaşın yapması durumunda verilecek cezanın üçte bir oranında arttırılacağı bir suçu sizin ifadenizle neredeyse tüm eczaneler tarafından işlenmesi mümkün değildir. İnternet üzerinden, sosyal medya ve pazaryerlerinde eczane logosu ya da ismi kullanılarak sahte ya da kaçak ilaç satan kişiler ile yasal mevzuat çerçevesinde kurulmuş ve bu çerçevede faaliyet gösteren, yılda en az iki defa Sağlık Bakanlığı’nca detaylı denetlenen, her ilacın İlaç Takip Sistemi ile kontrol edildiği eczaneleri bir tutmak, akademik nosyonu olan bir hekime yakıştıramadığımız bir tutum olup, kullandığınız ifade ve ithamlar kabul edilebilir değildir.
Sayın Yılmaz,
Türk Diyabet Vakfı gibi güzide bir kurumda başkan yardımcısı olarak diyabet hastalarının hak ve menfaatlerini korumak gibi ulvi bir misyonu görev edinmiş olmanıza rağmen gerçek suç ve suçlular ile gerçek sorunlar üzerine yoğunlaşmak yerine eczane eczacılarını hedef almanızın anlaşılır bir tarafı yoktur. Eczane eczacılarının sendikası TEİS (Tüm Eczacı İşverenler Sendikası) olarak 2016 yılında yapılan SUT değişikliği ile diyabet hastalarına ödemesi durdurulan 'şeker ölçüm cihazları' için Danıştay’a başvurarak 8 yıllık bir mücadele sonucunda bu cihazların yeniden ödeme kapsamına alınmasını sağladık. Eczane eczacıları olarak hastalarımızın hak ve menfaatini korumak için yaptığımız bu ve benzeri mücadelelerin hiçbir yerinde hiçbir sağlık meslek mensubunu itham etmeden mücadelemizi sürdürdüğümüz gibi aynı özeni tüm sağlık çalışanlarından da göstermelerini beklemek, bizim en doğal hakkımızdır.
Tüm meslektaşlarımızı hedef alan ve eczacı camiasında infiale ve üzüntüye sebep olan itham ve ifadeleriniz için eczacı kamuoyundan deontoloji, etik kurallar ve kanuni zorunluluk gereği özür dilemenizi beklediğimizi bildirir, tüm yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilgilerinize sunarım.
ECZ. NURTEN SAYDAN
TÜM ECZACI İŞVERENLER SENDİKASI
GENEL BAŞKANI
İLGİLİ GAZETE YAZISINDA ECZACILIK MESLEĞİNİ ZAN ALTINDA BIRAKAN İFADELER BAVULLA TAŞIYORLAR “Fakat Türkiye tıp tarihinde ve meslek hayatımda ilk kez, bir ilacın neredeyse tüm eczanelerde el atından ve de internetten bu kadar çok satıldığını görüyorum. Özellikle Azerbaycan, Bulgaristan, Yunanistan gibi komşu ülkelerden, muhtemelen bavul ticareti şeklinde, illegal olarak getirtiliyor, karaborsa satılıyor. Sağda solda kimi görsem bu ilaca başlamış. Bir çılgınlıktır gidiyor.” |
Comments