top of page

BASIN AÇIKLAMASI:“İlaç fiyatlandırma yönteminde değişiklik yapılmalı”


“İlaç fiyatlandırma yönteminde değişiklik yapılmalı”

SEDA GÖK / ANKARA 2004 yılında yürürlüğe giren İlaç Fiyat Kararnamesi ile ilaç fiyatlarının belirlenmesi için firmaların beyanları yerine seçilen referans ülkelerdeki fiyatları esas alınmaya başladı. Euro kuru üzerinden belirlenen ilaç fiyatları o yıllarda kurun sürekli aşağı düşmesi nedeniyle bir yandan devletin ilaç harcamalarında tasarruf yapmasını sağlarken ilaç üretici ve ithalatçılarının da piyasaya ilaç vermesinde bir sorun yaşamamasını sağlıyordu.  Ancak yıl boyu sabitlenen kur nedeniyle son yıllarda Euro kurunun yükselme trendine girmesi ve özellikle de 2018 yılında Euro kurunda yaşanan olağan üstü artış bu dengeyi bozdu. Birçok firma ithalatı ya azalttı ya da tamamen durdurdu.

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası(TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, TİCARET Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede özellikle hayati öneme haiz ithal ilaçlarda son dönemde yaşanan sıkıntının bu ilaç fiyatlandırma politikasının doğal sonucu olduğunu söyledi. Saydan, “2004 Yılında ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullara uygun olan İlaç Fiyat Kararnamesi günümüz ekonomik koşullarında artık sürdürülebilir değildir. Zira; ilaç fiyatlandırmasında kullanılan Euro kurunun gerçek Euro kurunun yüzde 60’ı oranında hesaplaması, bu düşük hesaba rağmen referans ülkelerdeki fiyat düşüşünün her hafta ilaç fiyatlarına yansıtılarak ülkemizdeki ilaç fiyatlarının düşürülmesi, buna rağmen her geçen gün artan maliyetler ilaçların piyasada bulunabilir olmasının önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir. Herkes 19 Şubatta yürürlüğe giren ilaç fiyatlarındaki artışa odaklanmış durumda. Ancak bu artıştan 7 gün sonra yine ilaç fiyatları birer ikişer düşmeye başladı. Geçen seneden bu zamana kadar çeşitli ilaçlarda 52 defa gerçekleşen, 2004 yılından bu yana da 832 defa gerçekleşen ve rafımızda bulunan ilaçlarda zarar etmemize neden olan  ilaç fiyat düşüşleri, içinde bulunduğumuz ekonomik koşullara tamamen aykırı bir durum oluşturmakta” dedi.

İlaç ve eczacılık hizmetinin sürdürülebilirliği açısından İlaç fiyat kararnamesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Saydan, “Bu çerçevede; ilaç fiyatlandırmasında yılda bir defa Euro kuruna bağlı olan uygulamadan vazgeçilerek belirli aralıklarla enflasyon oranında artış yapılmasının sağlanması, artan işletme giderlerimiz göz önünde bulundurularak ilaç fiyat değişikliklerinde özellikle 4. ve 5. kademe ilaçlarda eczacı kar oranlarının yeniden belirlenmesi sağlanmalıdır. Bu güncelleme sağlanmadığı takdirde bulunamayan ilaç sorunu devam edecek, yeni molekül ilaçlar ülkemize gelmeyecek ve yerli ilaç üretimine ağırlık verilmesini sağlayacak olan milli ilaç projesi tam anlamıyla hayata geçmeyecektir” dedi.

EŞDEĞER UYGULAMASINDAKİ YENİ DÜZENLEMELER BU UYGULAMAYA ZARAR VERMEYE BAŞLADI SGK tarafından hayata geçirilen fiyat baz alınarak yapılan eşdeğer uygulaması olduğunu anlatan Nurten Saydan, bu konuda şunları söyledi: “Bu uygulama “eşdeğer ilaç uygulamasına “ zarar vermektedir.  Bunun en çarpıcı örneği KOAH ilaçlarında yaşanmaktadır. SGK nın TR eşdeğer bandında fiyat bazında eşdeğer görünen ama kurum tarafından bile vatandaşa “eşdeğer olarak “ verilemeyen ilaçlar yüzünden vatandaşlarımız fiyat farkı ödemektedir. Astım ve KOAH tedavisinde kullanılan ilaçlarda raporlu olmalarına rağmen hastalarımız fiyat farkı ödemek zorunda kalmaktadır. Örneğin ; üç kutu astım ilacına hastalar 60 TL’ye varan büyük farklar ödüyorlar. Üstelik bu ilaçların fark ödemeden alacakları bire bir eşdeğeri de bulunmuyor.

HASTALARIN FARK ÖDEMEDEN ALABİLECEĞİ EŞDEĞERİ YOK! Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan Formoterol fumarat+budesonid ihtiva eden ilaçlar piyasada değişik isimlerde, farklı formüllerde ve de farklı cihazlarla kullanıma hazır şekilde bulunmaktadır. Uygulamanın farklı teknolojiler ile üretilmiş cihaz ve dozaj formlarının etkin madde temelli bir hesaplama yöntemiyle hesaplanarak oluşturulması bilimsel ve tıbbi gerçeklere aykırıdır. Eczanelerimize gelen hastalar bu düzenleme ile fiyat farkı olmayan eşdeğer ilaç istediğinde daha yüksek doz içeren farklı cihazlardaki ilaçları kullanmak zorunda kalmaktadır. Bu uygulama hekimin tedavi alanını zorlamakta ve hastada olası yan etki ve farklı cihaz kullanımına bağlı uyum zorlukları oluşturarak tedavinin aksamasına sebep olabilmektedir. Bu ilaçlar farmasötik eşdeğer olmadığı halde fiyat hesaplamalarında eşdeğer gibi kabul edilmesinin hastalara ve eşdeğer ilaç kavramına zararı büyüktür. Rahat nefes alabilmek için bu ilaçlara muhtaç olan hastalarımıza “farmasötik eşdeğer olmayan ilaçlar yüzünden “fiyat farkı ödemek zorunda olduklarını nasıl anlatacağız? Yetkilileri hastaları mağdur eden bu uygulamadan bir an evvel vazgeçmeye çağırıyoruz.”

bottom of page