top of page

AVRUPA’DA DİYABET ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU ÜLKE TÜRKİYE

  • nurten23
  • 15 dakika önce
  • 3 dakikada okunur
ree

TÜRKİYE’DE DİYABET ORANI HER ON YILDA YÜZDE 100 ARTIYOR

 

AVRUPA’DA DİYABET ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU ÜLKE TÜRKİYE

 

Uluslararası Diyabet Federasyonun (IDF) verilerine göre Avrupa’da Diyabet artış hızının en yüksek olduğu ülke Türkiye.  Araştırmalar Türkiye’de diyabetin her 10 yılda bir %100 oranında arttığını gösteriyor.

MODERN ÇAĞIN PANDEMİSİ: DİYABET

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, diyabetin ülkemizde ve dünyada modern çağın pandemisi olarak adlandırıldığını söyleyerek “Ülkemizde yaşayan 12 milyon civarında diyabetli hasta var. Bunların 9 milyonu Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre ilaç tedavisi altında, ancak 3 milyonu diyabetli olduğu halde farkında bile değil” dedi.

Saydan yapılan araştırmalara göre Türkiye’deki insanların diyabet hastalığı konusunda farkındalığının yüzde 33 ve yüzde 35 oranında bulunduğunun altını çizerek, şunları söyledi:

“Maalesef yapılan araştırmalara göre diyabet hastalığı konusunda ülkemizdeki farkındalık oranı yüzde 33, yüzde 35 gibi düşük bir oranda kalıyor. Bu durumda da diyabet hastası olan kişiler hastalıklarını ya tesadüfen öğreniyorlar ya da hastalığın ilerleyen dönemlerinde diyabet tespit edilebiliyor. Bu bilinçsizlik diyabetin daha ağır bir seyir göstermesine ve organ hasarlarının artışına neden olabiliyor. Ülkemizde yaşanan ilaç yokluğu krizi diyabet ilaçlarını da etkiliyor.

Ayrıca, bir yılı aşkın süredir güncellenmeyen ilaç euro kuru nedeniyle ülkemizde yaşanan ilaç yokluğu krizi kamuoyunun malumu. Bu durumdan diyabet hastaları da nasibini alıyor çünkü bulunamayan ilaçlar arasında diyabet ilaçları da mevcut.”


DÜNYADA HER 11 KİŞİDEN 1’İ DİYABET HASTASI

          Saydan, diyabet hastalığının kronik bir hastalık olduğuna ve hayat boyu tedavi gerektirdiğine değinerek, diyabetin tüm dünyada giderek artan bir sağlık sorununa dönüştüğünü söyledi. Saydan ayrıca, dünyada her 11 erişkinden 1’inin diyabetli olduğunu bilgisini de vererek, bu artışın giderek hızlandığını söyledi.

Saydan konuyla ilgili şöyle devam etti: 

          “İnsülin, pankreasın beta hücrelerinden salgılanan bir hormondur ve kandaki şekerin hücre içine girmesini sağlar. Diyabet, insülin eksikliği, insülin direncine bağlı etki yetersizliği ya da her iki durumun bir arada bulunması sonucu gelişen kan şekeri yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır.

Diyabetin dört farklı tipi vardır.

Tip 1 diyabet genellikle 30 yaşın altında görülür. Vücutta hiç insülin üretilmez. Tip 2 diyabet en sık görülen diyabet tipidir. Genellikle 40 yaşından sonra görülür. Tip 2 diyabette insülin direnci nedeniyle var olan insülin yeterli etki gösteremez. Gestasyonel diyabet daha önceden diyabeti bulunmayan bir gebede, gebelik sırasında ortaya çıkan ve doğumla birlikte kaybolan diyabettir. Diğer nedenlere bağlı diyabette ise eşlik eden hastalıklar ve ilaç kullanımı gibi durumlara ikincil olarak şeker yüksekliği görülmektedir.

Diyabetin en sık görülen belirtileri ağız kuruluğu, çok su içme, çok ve sık idrar yapma, halsizlik, yorgunluk, sık acıkma, çok yemek yemeye rağmen kilo kaybı, el ve ayaklarda uyuşma-karıncalanma, deri ve idrar yolu enfeksiyonları, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, yaraların geç iyileşmesi ve bulanık görmedir.

Açlık kan şekerinin 126 mg/dL üzerinde, herhangi bir zamanda ölçülen rastgele kan şekerinin 200 mg/dL üzerinde bulunması ile diyabet tanısı konulur.

İlaç tedavileri insülin dışı ilaçlar ve insülinler olmak üzere iki ana başlık altında toplanır. Tip 1 diyabetlilerde ve ilaca ihtiyacı olan gebelerde insülin tedavisi kullanılırken, tip 2 diyabette genellikle ağızdan alınan haplar ve insülin dışı enjeksiyon tedavileri yeterli olur. Gerekli durumlarda insülin de kullanılabilir.”


DÜNYADA 425 MİLYON KİŞİ DİYABETLİ

Dünyada ve Türkiye’deki diyabet görülme oranının çok arttığının altını çizen Saydan şöyle devam etti:

“Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre tüm dünyada 425 milyon kişi diyabetli iken bu sayının 2040 yılında %55 artarak 642 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Hem Tip 1 diyabet hem de Tip 2 diyabetin prevalansı artmaktadır. Bunun yanı sıra 318 milyon kişi insülin toleransı bozukluğuna sahiptir. Bu durum bu kişileri gelecekteki olası diyabetli bireyler olma riski altına almaktadır. Yine Federasyonun raporuna göre her 11 yetişkinden biri diyabetli olup her iki yetişkinden biri diyabet olduğunu bilmemektedir.

Bu nedenle toplumun diyabet konusunda bilinçlendirilmesi, diyabet taramaları ile özellikle insülin direnci ve prediyabet sürecinde olan hastaların erken tanı ve erken koruma programına alınması diyabetin ve buna bağlı organ hasarlarının önlenmesi ve geciktirilmesi toplumsal olarak diyabetle mücadele açısından önemli bir adım olacaktır.”


                                                           TEİS BASIN BÜROSU/14/11/2025


bottom of page